AŞK BİR ÜRÜNMÜ DÜR…
Aşk sevginin önüne mi geçti… aşkın bu kadar çok gündemde olması sevgiyi geri plana mı itiyor. Çaktırmadan görünmez eller bize bir şeyler mi pompalıyor. Hayatımızda nelerin olması gerektiğini, nasıl yaşayacağımıza, neleri tüketeceğimize her konuda olduğu gibi aşkta da başka bir güç mü bizi yönlendiriyor… daha önemlisi bu yönlendirmelerden kimler neler kazanıyor. Biz bu yönlendirme karşılığında maddi ve manevi ne tür bedeller ödüyoruz
Aşk liberal sistemin bize sunduğu bir ürün mü … bu alanda çaktırmadan bir sektör mü oluşturuluyor… aşkın medyada sanat aktivitelerinde bu kadar ele alınması dolaylı olarak bir görünmez el olarak bir pazar mı oluşturuyor… tıpkı markalaşmış ve bunu koruyan ürün gibi…
Yada aşkı en temel ihtiyaçlar arasında göstererek toplumu bu yönde şartlandırarak, bunun için oluşturulan bir pazar mı var… Abraham Maslow aşkı temel ihtiyaçlar arasında alt sıralarda böyle bir ihtiyacı tanımlamış mıydı…
Aşkın mutlaka olması gerektiği konusunda sürekli olarak yönlendirilmeler yapıldığı gibi daha da ileri gidilerek bu aşkın nasıl olması gerektiği konusunda da yönlendirmeler yapılarak bir ihtiyaç mı yaratılıyor… bu yaratılan ihtiyaç tüketime nasıl yansıyor… sınırsız hediyeleşme, eğlence sektörü, kitaplar, filimler, müzikler, seyahatler, yemekler; acaba nasıl bir pazar oluşturuyor. Toplumun harcamaları arasında bu ihtiyaç ne kadar pay almaktadır.
Peki diğer harcamalarımız/harcanmalarımız…
harcadığımız zamanımız,
harcadığımız duygularımız
harcadığımız gururumuz,
harcadığımız ruhsal sağlığımız…
Bütün bunlar aşka karşı bir tutum sergilediğim anlamına gelmesin… elbette yaşamda ki bir çok ihtiyaçtan biridir. Burada ki temel sorun, hayatımızdan gereğinden fazla bir pay almaya çalışılıp çalışılmadığıdır. Amacım önceliğinin ve öneminin, bizlerde ki yeri ve seviyesi açısından sorgulanması ve konuda biraz düşündürmek…
Sevgi ile kalın
Yolunuz açık olsun…
Aziz Serçe