Bakan Dinçer'den Önemli Açıklamalar

Bakan Dinçer'i çıldırtan ilaç faturası
Kaynak medimagazin

Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Ömer Dinçer, SGK'nın ilaç fiyatlarındaki yüzde 30'luk indirim kararı ve eczanelerin karşı çıkmasına yönelik son yıllarda ilaca verilen rakamı gözler önüne serdi.

Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Ömer Dinçer, SGK'nın ilaç fiyatlarındaki yüzde 30'luk indirim kararıyla ilgili olarak ''Biz hala anlayış bekliyoruz ve herkese, vatandaşa etkin verimli ve kesintisiz hizmet verilmesi konusunda bir çağrı sunuyoruz'' dedi.

MÜSİAD Genel İdare Kurulu'nun Bursa'nın İnegöl İlçesinde gerçekleştirdiği gala yemeğine katılan Dinçer, burada yaptığı konuşmada, sağlık alanındaki reformlarla vatandaşın tedavi ve ilaç hizmetlerine erişebilirliğini artırdıklarını söyledi.

''Tedavi ve ilaç hizmetlerinde bugün Avrupa ülkelerinde hatta dünyada bizim kadar kolay imkanlara sahip hiç bir ülke yoktur'' diyen Dinçer, erişimin kolaylaştırılmasının hizmetlerin talebini artırdığını, dolayısıyla birden bire çok büyük bir maliyetle karşı karşıya kaldıklarını dile getirdi.

Dinçer, 2002-2003 yılında reformdan önce kişi başına tedavi oranı 2.8 civarındayken şimdi neredeyse 6'yı geçtiğini, Avrupa ülkelerinin ortalamasının ise 6.5 olduğunu belirtti. Sosyal sigorta kapsamını genişlettiklerini kaydeden Dinçer, Türkiye'de hemen hemen her türlü hastalığın sigorta kapsamında incelendiğini ve ücretinin ödendiğini, bu anlamda sosyal güvenlik alanında önde olan İskandinav ülkelerinden bile çok daha geniş kapsamlı bir sağlık sigortası hizmeti sunduklarını anlattı. Dinçer şöyle konuştu:

''Bunların etkisiyle sosyal güvenlik masrafları hızla arttı. 2002 yılı sonunda 4.5 milyar TL olan ilaç masrafları 2009 yılı sonunda 15 milyar 700 milyon liraya ulaşacak. Bütün bunlara baktığımızda aslında iki tür tedbir almak zorunluluğu ortaya çıktı. Bunlardan bir tanesi gelirlerin mutlak surette artırılması, sosyal güvenlik primlerinin artırılması, kayıt dışılığın önlenmesi ve öbür tarafıyla da harcamaların mümkün olduğu kadar azaltılması. Şayet siz vatandaşınıza verdiğiniz hizmeti kısmayacaksanız reform olarak ortaya koyduğunuz çalışmalardan geriye dönüş yapmayacak ve hem erişimi kolaylaştırmaya devam edecek hem de öbür taraftan da kapsamını daraltmayacaksanız o zaman yapılacak tek şey, çok rasyonel kararlar vererek masrafların azaltılmasını sağlamaktır.''

Bir kaç ay önce attıkları temel adımlardan bir tanesinin bununla ilgili olduğuna dikkati çeken Bakan Dinçer, şöyle devam etti:

''Global bütçeleme sistemine geçerek sağlık harcamalarında ciddi anlamda bir tasarruf sağlamayı ön gördük. Tabii başlangıçta böyle bir sistemi uygulamak bizim muhataplarımızı biraz zorladı. Çünkü, bu tek bir tarafın değil karşılıklı olarak fedakarlık edilmesini gerektiriyordu. Global bütçenin anlamı şu; Herhangi bir alanda, ilaç sanayinde, özel hastanelerde, devlet hastanelerinde, üniversite hastanelerinde, hepsinde bizim ne kadar harcama yapacağımızın tespitini yapıp onun üzerine harcama yapmamak odaklanıyor. İşte biz yapabileceğimiz harcamanın nihai miktarını tespit edip onun dışında ödemeyi yapmayacağız. Mesela, Sağlık Bakanlığına 12 milyar 700 milyon lira sağlık harcaması 2010 yılı için düşünüyoruz. 12 milyar 700 milyonun üzerinde hiç bir ödemeyi gerçekleştirmeyeceğiz. Onun masrafları bizden alacağı paralar ve maliyeti bu rakamın üzerinde olsa bile. Bu tarafıyla yolsuzlukları da önleyecek. Şayet orada faturaları ne kadar kabartırlarsa kabartsınlar biz bu rakamın üzerinde bir ödeme yapmayacağımız için onların faturaları artırmaları bizi etkilemeyecek...''

Dinçer, ilaç sanayi ile de pazarlık yaptıklarını, bu pazarlık neticesinde 2010 yılı için Türkiye'de ilaçların fiyatlarının genel seviyesini yaklaşık yüzde 30 oranında düşürdüklerini de belirterek, şunları kaydetti:

''Yani biz bir yıl öncesine göre yüzde 30 oranında daha az harcama yapacağız ilaçlar için. Bu açıdan bakıldığında iki türlü bize yararı oldu bunun. Her şeyden önce sağlık harcamalarında ciddi bir tasarruf imkanı verdi. Yaklaşık 2.5 milyar lira tasarruf edeceğiz. Ama aynı zamanda vatandaşların ilaçlar için ödeyeceği katkı paylarında da yüzde 30 oranında da azalma olacak. Tabii bu verdiğimiz kararın bazı yan etkileri de var. Eczaneler biliyorsunuz bu indirimle ilgili hususlara çok itiraz ettiler. İtiraz etmelerinin temel gerekçesi karlarının düşeceği fikri üzerine odaklandı. İki tür olumsuzluk vardı. Bunlardan bir tanesi raflarında ve stoklarında var olan ilaçların fiyatlarının düşmesi sebebiyle bir zarara sebebiyet verilmesi endişesiydi.

Biz, burada sorumluluk hissettik. 'Bu sizinle ilaç sanayi arasında bir sorun' demedik. O sorunu ilaç sanayiyle görüştük, pazarlık meselesi haline getirdik ve bizimle yapılan sözleşmede bu hususun telafisiyle ilgili metinlere de yer verdik ve yaklaşık olarak uygulamaya başladıktan itibaren bir ay geriye doğru giderek raflarınızdaki ilaçların fiyatlarından kaynaklanan bir zarar varsa nakit olarak telafisine dair bize söz verdiler. O ana kadar 'rafımızda 1.5 milyar liralık ilacımız var' diyen eczacılar, bizim bu teşebbüsümüzden sonra 'rafımızdaki ilaçlar o kadar önemli değil' dediler.

20 yıllık ilaçların yüzde 11 olan indirim oranını yüzde 23'e çıkarmamız sebebiyle oradaki indirim oranından kaynaklanan kendi değer karlarında yüzde 1.5-2 gibi yaklaşık olarak bir kayıp söz konusu olacaktı. 'Bu zararımız ne olacak' dediler. Biz onlara dedik ki, 'Biz ülke olarak krizden geçiyoruz. 2009 yılında SGK yaklaşık olarak 32 milyar liraya yakın zarar etti. Halbuki siz yüzde 33'ye yakın karla çalıştınız. Öyleyse biraz da siz bu zarardan pay sahibi olun, bizi anlayışla karşılayın' dedik. Aramızdaki sorun bu. Biz hala anlayış bekliyoruz ve herkese, vatandaşa etkin verimli ve kesintisiz hizmet verilmesi konusunda bir çağrı sunuyoruz.''

1 yorum

can i drink alcohol with cephalexin

However, the electrocardiograms of 312

30.04.2011 - archibalddes

Konular