antalya atatürk devlet hastanesi
Simit Parasıyla Cennet
Günün son dersinin sonuna gelinmişti. Öğrenciler çıkmak için sabırsızlanıyordu. Defter ve kitaplarını çantalarına koydular. Zil çalar çalmaz, dışarı çıkmak için hazırdılar. Yalnız, Ali hazırlanmamıştı. Gecikmek için de elinden geleni yapıyordu. Nihayet zil çaldı. Öğrenciler bir anda kapıya yöneldi. Ali, yerinden kalkmadı. Ağır ağır eşyasını topladı. Bir yandan göz ucuyla öğretmenine bakıyor, bir yandan da arkadaşlarının gitmesini bekliyordu.
Öğretmeni, onun bu halini fark etti:
- Hayrola Ali, dedi. Eve gitmeyecek misin?
Ali, son arkadaşının da çıktığını görünce cevap verdi:
SSK'da İnecek Var.
SSK’ DA İNECEK VAR!
Bir kültürdü SSK, bir hastane, bir kurum, bir dönem ve bir yaşam biçimiydi. Bazen umuttu, bazen de umutların tükendiği yer. Birçok olaya konu, birçok yere isim olan büyük bir markaydı. Taksi şoförü hastane çıkışında arabasının kapısını açmış ürkek ve tedirgin bir sesle “SSK taksi” diye seslenir; taburcu olan hastaya kendisinin de SSK’nın bir parçası olduğunu anlatmaya çalışırdı.