Hastane Birlikleri Kanunu Tasarısı'nın, TBMM Plan ve Bütçe Komisyonu'nda görüşülmesine başlandı.

Hastane Birlikleri Kanunu Tasarısının, TBMM
Plan ve Bütçe Komisyonu'nda görüşülmesine başlandı.

Tasarı üzerinde konuşan AK Parti Adana Milletvekili Necdet Ünüvar,
yapılan bazı değişikliklerle ilgili bilgi verdi.

Ünüvar, alt komisyonda tasarının maddelerinin 9'dan 16'ya yükseltildiğini
ve tasarının isminden ''pilot'' ifadesinin çıkarıldığını kaydetti.

CHP İstanbul Milletvekili Esfender Korkmaz, tasarının Genel Sağlık
Sigortası uygulamasına uygun düşmediğini savundu.

''Neden eğitim ve sağlık konusunda sektörünü özele devreden tasarılarla
karşı karşıya kalıyoruz?'' diye soran Korkmaz, ''Ne ülke ne ekonomi ne insanlar
için yararlı bir tasarı, geri çekilmelidir'' diye konuştu.

MHP Konya Milletvekili Mustafa Kalaycı da tasarının gerekçesinin, böyle
bir düzenleme yapmak için yeterli olmadığını ileri sürdü.

Hastanelerin bu tasarıyla ''ticarethaneye'' dönüştürülmek istendiğini
iddia eden Kalaycı, ''Birlikler kar amaçlı olacağı için kamu hizmeti ve sosyal
sorumluluk geri planda kalacaktır'' dedi.

BDP Şırnak Milletvekili Hasip Kaplan, birliklerin yönetim kurulunun
oluşturma şekline itiraz ederek, tasarıyla, sağlık çalışanlarının haklarında
kayıplar oluşacaığını öne sürdü.

Tasarı hakkında bilgi veren Sağlık Bakanı Recep Akdağ, tasarının, sağlık
hizmetlerinin sunumunda merkez otorite olan Bakanlığın, kural koyucu,
düzenleyici, denetleyici ve yerine göre fesih edici yetkilerini ortadan
kaldırmadığını söyledi.

Akdağ, tasarının, yerinden yönetimi güçlendirip daha kolay bir yönetim
modeli getirirken, yine kamuya ait hastaneler yoluyla vatandaşa hizmetin daha
esnek bir modelle verilmesini kolaylaştırdığını ifade etti.

''Tasarının özelleştirmeyle uzaktan yakından hiç bir ilgisi yoktur''
diyen Akdağ, böyle bir niyetlerinin de olmadığını, tasarının da böyle bir
düzenleme getirmediğini kaydetti.

İlk defa özel sektöre hizmet hacmini kısıtlayıcı tedbirler getirdiklerini
anımsatan Akdağ, ''Birliklere bir anlamda Bakanlığın yönetim ile ilgili bir çok
yetkisini devreden tasarı, özelleştirme isteyen bir yönetim açısından hiç uygun
olmaz'' diye konuştu.

''Siz bununla mevcut yöneticileri değiştirip yeni yöneticiler
getireceksiniz...'' eleştirilerinin yapıldığını anımsatan Akdağ, ''7 senedir
iktidardayız. Bizim kadrolaştığımız, bütün yöneticileri değiştirdiğimiz
söylenmedi mi? İyi ya işte, şimdi sizin iddialarınıza göre bundan vazgeçiyoruz''
dedi.

Sağlık Bakanlığı'nın şu anda kendi elinde olan yönetici atamasından
vazgeçtiğini, bu yetkiyi özerk olarak kurulmuş olan tüzel kişiliklere
devrettiğini, başarıya endeksli bir yönetim modeli getirildiğini dile getiren
Akdağ, şunları söyledi:

''Sağlık Bakanlığı olarak performans ve kalite değerlendirme sistemi
kurmuş durumdayız. Bu sisteme göre özerk kamu kuruluşları 6 ay aralarla düzenli
objektif bir biçimde değerlendirecektir.

Bir başhemşire yardımcısı için Bakanlıktan atama gerektiren, eski,
klasik, hantallığa yol açan sistemden vazgeçiyoruz. Bakanlığın düzenleyici,
denetleyici rolünü ayakta tutarak, objektif bir biçimde herkesi başarıya adeta
mecbur eden yeni bir yöntem öneriyoruz.''

Getirilen sistemin çağdaş bir model olduğunu belirten Akdağ, ''Yerel
yönetimlere devir de yapmıyoruz çünkü, Türkiye'de yerel yönetimlerin henüz bu
anlamda gelişmiş bir yönetim özelliğinin olmadığını biliyoruz'' diye konuştu.

Sağlık Bakanlığı'nın 850'nin üzerinde hastanede doğrudan yönetici
belirleme, takip etme yetkisi ve sorumluluğunun olduğunu anımsatan Akdağ, bu
sorumluluk ve yetkilerin çağdaş yönetişim modellerine uymadığını söyledi. Akdağ,
''Yaptığımız; yerinden yönetimi güçlendirmek ama kamu tüzel kişiliğini ayakta
tutmak, kamunun sağlık hizmetlerini daha da güçlendirmek, yönetimi
kolaylaştırmaktır'' dedi.

Yönetimde bizzat çalışanların yer almamasıyla ilgili eleştirilerin de
olduğunu anımsatan Akdağ, ''Çalışanlar yönetimde yok çünkü, çalışanların hukukunu
koruyacak biçimde bir kanuni altyapı oluşturulmuştur. Sendikaların katılımcılık
hakları da var. Bu hakları bakidir. Ama modern yönetişim sistemi olarak
düşündüğünüz zaman çalışanların yönetimde doğrudan söz sahibi olması, doğru bir
yönetim biçimi değil'' diye konuştu.

Tabipler Odası temsilcisinin yönetimde neden olmadığı soruları üzerine
Akdağ, ''Tabip Odaları kendi birliklerini kurmuşlar ve kendi hukuklarını
savunuyorlar. Bu imkanlar Türk demokrasisinde var'' görüşünü dile getirdi.

Çalışanların yönetimde temsilcilerin olmasının ''çıkar çatışmasına yol
açacağını'' anlatan Akdağ, çalışanların şu andaki haklarının tümüyle korunduğunu
bildirdi.

Hastanelerin hepsinin eşit olmasının hayatın gerçekleriyle uyuşmadığını
belirten Akdağ, asgari standartların belli olduğunu, kimsenin bu standartların
altına düşemeyeceğini söyledi.

Akdağ, ''Siyasi kadrolaşmayı ilkesel anlamda ortadan kaldıracak bir kanun
getiriyoruz'' diye konuştu.

(Kaynak: www.meclishaber.gov.tr)