YÖNETİCİ MASALLARI

Yönetim, yönetici, idare ve idareci; günlük hayatta dilimizden düşürmediğimiz kelimelerin başında gelir. Bu esrarengiz kelimeler; dini, dili, ırkı ve ülkesi ne olursa olsun bütün insanları ve kurumları yakından ilgilendirmektedir. Mesela ülkemizdeki yönetici manzaralarına bir bakalım. Hafta sonu oynanan bir futbol maçının hakeminin idaresi bir hafta konuşulur. Hatta daha maçta iken hakemin hatırı sorulmaya başlanır. Sabah işe giderken trafik polisinin kavşaktaki hareketleri bazılarımızın canını sıkar. Okul müdürü bir haftanın acısını cuma günü bayrak töreninde çıkartır. Hakim yaptığı işten pişman olmuş gibi kalemini kırar. Sağlık Yöneticileri kanunla vicdan arasında gider gelir. Başbakanı beğeniyor musunuz? diye anketler yapılır vesaire vesaire. İşte günlük hayatımızdan bazı idareci manzaraları.Çok az insanın memnun olduğu yada çok az insanın memnun olmadığı; anlaşılması ve izahı zor bir kavram idare. Bu durumda idare etmek ne kadar kolay değil mi?
Yöneticilik veya idarecilik insanlık tarihiyle başlamış bir meslek.İnsanlığın var olduğu günden beri insanları insanlar idare etmeye bazen de yönetmeye çalışmış. Yönetim ve idare üzerine okullar açılmış, kurslar düzenlenmiş, kitaplar yazılmış, kavgalar yapılmış, hikayeler yazılmış, kahramanı yeri ve zamanı belli olmayan yönetici masalları anlatılır olmuş. Bazen de yöneticiler masal anlatmakla nitelendirilmiş.İdareciler en çok konuşulan, en çok eleştirilen veya en çok yazılan çizilen kişiler olmuş.Bazen yaptıkları, bazen yapamadıkları, bazen kişilikleri konuşulmuş, Günümüzde de insanları en çok ilgilendiren mesele yönetici meseleleri olmaya devam etmektedir.Bende bir sağlık yöneticisi olarak yöneticiliğin hem okulunu okudum hem de masallarını dinledim. Sonuçta idareci, yönetici ne olursan ol ama “insan ol’’ ne olursan ol ama “adam ol’’ felsefesinin tek geçerli felsefe olduğunu gördüm. Bu felsefeden uzaklaşan idarecilerin sonunun hiçte hoş olmadığını gördüm.”Ben neymişim” hissine kapılıp kendini kaybedenlere şahit oldum.Ve anladım ki önemli olan insanlık ve insan odaklılık; gerisi boş.Zaten her şey insanla başlayıp insanla bitmiyor mu? İnsanların olmadığı bir köyün muhtarı ne iş yapar yada hastasız hastanede ne işiniz var? değil mi?
Tarihin derinliklerine baktığımızda halen anlatılan yöneticilerden ve liderlerden bu günkü yöneticilerin ders alması gereken hususlar oldukça fazladır. Okuduğum bir çok yönetim ve yönetici kitaplarının içerisinde en fazla etkilendiğim Hazreti Ömer’in Basra Valisi Ebu Musa El-Eş’ariye gönderdiği talimatname olmuştur.Çünkü bu talimatın odağında insan var ve yöneticilerin insanlıkları var. Bakın adaletiyle dünyaya örnek olmuş Hazreti Ömer’in idarecilerine talimatı neymiş;
Hüküm verenlere talimatı “Sana getirilen davalar üzerinde iyice düşün. Mesele senin yanında açıklığa kavuşunca hükmünü ver ve derhal icra et, icra edilmeyen bir hakkın faydası yoktur” ve “Davayı hükme bağladıktan sonra ertesi gün yanlış hüküm verdiğini anlarsan seni hiç bir şey Hakka dönmekten alıkoymasın. Hakka dönmek hataya devam etmekten hayırlıdır.” *
Tüm idarecilere talimat “Muhakeme sırasında insanlara karşı gazap ve hiddetten, bağırıp çağırmaktan ve işlerin çokluğundan sıkıntı duymaktan ve ekşi yüzlü olmaktan sakın” *
Bütün yöneticilerin dikkat etmesi gereken bir talimat “yaptığı işlere riya karıştıran, hüsnü niyeti olmayan kadıyı Allah-u Teala halk içerisinde rezil eder.”*
Talimatın bazı bölümlerini sizlere aktardım ve bugün adına modern yönetim, yönetişim ne derseniz deyin ve bir yönetici olarak ne yaparsanız yapın Hazret i Ömer’in talimatının halen çok gerekli olduğunu göreceksiniz.Adaletten, akıldan, mantıktan insanlıktan ve insanlardan ayrıldığınızda çoktan masal sınıfına geçmişiniz demektir.
Sonuçta bazen yönetiyoruz bazen de idare edip gidiyoruz ama her ne olursa olsun sorumluluğunu taşıdığımız kurum ve insanların vebalini unutmamalıyız. Yönetici olarak yaptıklarımızın ve yapamadıklarımızın mukayesesini iyi yapmalıyız.Yaptığımız kötü iş, kötü muamele ve kötü bir davranışın sonuçlarına razı olmalıyız. Yaptığımız güzel işlerin, iyi davranışların ve başarılı hizmetlerin de gururunu taşımalıyız. Tabii birde yapamadıklarımız var. Çok isteyip, çok düşünüp, çok çalışıp ve çok fedakarlılarda bulunmamıza rağmen yapamadıklarımız. Bazen şartların ve kişilerin izin vermemesinden, bazen kendimizi ifade edememekten ve bazen de kısmetiniz olayı belirler.Ama sonuç ne olursa olsun Yönetici Masallarıyla günü kurtarmak yerine güzel masallara konu olacak iyi işler yapmalıyız, iyi davranışlar sergilemeliyiz, ilkemizi ve çizgimizi insanların yararına çizmeliyiz.İşte o zaman her yönetici bir kahramandır diye düşünüyorum . Saygılarımla
Turgut Altun
Sağlık İdarecisi
Akdeniz Sağlık İdarecileri Derneği Başkanı

*Kaynak Osmanlı Devlet Teşkilatı 1


Konular