SAHİP OLDUKLARIMIZLA OLAMADIKLARIMIZ

Neden egomuza genellikle yenik düşer ve boyun eğip elimizdekinin kıymetini bilemeyip, hayatın tadını çıkaramayız. Hep daha fazla, daha iyi, daha, daha…vs. diyen egomuza boyun eğerek mutluluğu pas geçeriz. Sürekli beklenti çıtamızı olabileceğinin üstünde tutarak, olamayabileceğin peşine düşeriz. Üstelik Abraham Maslow yıllar önce çıkıp ihtiyaçların sonsuz olduğunu, söylemişken…kaldı ki yaşamımıza bir süre biçilmişken…Amaç mutlu olmak ise, bu uğurda beklentilerimizin büyük rol aldığını bilmeliyiz. Bu bağlamda mutluluk tanımlarından birini sizle paylaşayım. Mutluluk; “beklentileri idare edebilme sanatıdır”. Evren de ki armağanlarla dolu yolculuğumuzda ilerlerken, neden hep elimizdekilerin tadını çıkarmayız da elimizde olmayanlar için üzülürüz. Ne yapalım peki elimizdekilerle mi yetinelim diyenler olacaktır. Elbette hayır. Zaman nehirde akan su gibidir. Bir defa akan su tekrar geri dönmez, içinde barındırdığı fırsatlarla birlikte akar gider… akıp giderken içinde ne var ne yok alıp götürür beraberinde… O halde bir yandan o anda önümüzde zaman nehrinden geçen fırsatları es geçmeden alabileceğimizi alırken, diğer yandan gelecekteki fırsatlar için hazır olmalıyız.
O halde elimizde ki tavuk elimizde olmayan komşunun tavuğundan daha kıymetli…ve elimizdekini beslemeli, özen göstermeli, sahip çıkmalı… ve unutmamalı ki hiçbir varlığın, durumun, olgunun %100 iyi, tam, güzel vs. olamayacağını… Bu durum bütün yaşamımızda, işte, evde, severken, yerken, giyerken, içerken, arkadaşlıklarda kısacası her durum için geçerlidir. O halde olmayanlar için oturup mutsuz olmak yerine olanları fark edip onların tadını çıkarıp onlarla mutlu olmalı, evde, işte, okulda, evrende…
Peki elde olmayanlar için ne yapacağız…
1 - Biz kimiz neyiz, artımız eksimiz nedir.
Öncelikle biz nerdeyiz; imkanlarımız, bilgimiz, eğitimimiz, güçlü yanlarımız, artılarımız eksilerimiz neler bütün bunları objektif bir şekilde tanımlamalıyız.
Sahip olduğumuz kumaşın türünü, özelliklerini iyi tanımalı…
2 – Neye sahip olmak istiyoruz.
Sonra bu sahip olduklarımız bizi nereye götürür. Güzel bir söz var “biz ne isek kaymakta öyle olur” yani bizim gidebileceğimiz elde edebileceğimiz, bizim hedefimizi olabilecek durum sahip olduklarımıza bağlıdır.
Sahip olduğumuz kumaştan neler yapılabilir…
3 – Nasıl sahip olacağız.
Ne olduğumuzu ve ne istediğimizi bilmemiz bizi onun sahibi yapmaz…
Adamın biri her gün dua ediyormuş para… para… diye, neyse bir gün dua karşılık bulmuş ve para verilmeye karar verilmiş. Ancak aradan süre geçmesine karşılık bu işlem bir türlü gerçekleşememiş. Nedenmi… Çünkü duacı ne toto, ne loto, ne milli piyango bileti almış nede at yarışı oynamış. Durum böyle olunca da yukarıdan para verilecek bir bahane olamamış.
Demek ki havadan para gelmesi için bile oturup bir şeyler yapmak gerekiyor. Totodan para çıkması için toto oynamak gerekir… Ve olabilecek bir duaya sahip olmalı ve onun için amin demeliyiz.
Sahip olduklarımızı fark etmeyi,
Onlardan maksimum faydayı almayı,
Şükredebilmeyi,
Fazla’dan, Çok’tan, Hırs’tan vazgeçebilmeyi,
Elimizde olmayanlar içinden olabilme ihtimali olanlar için,
Çalışmayı, emek sarfetmeyi, acele etmemeyi,
Bu amaçla çıkılan yolda oluşabilecek olumsuzluklara karşı pes etmemeyi,
Sağlayacak bilinçten yoksun bırakılmamanız dileği ile…
Yolunuz açık olsun…

Konular